La İlahe İllallah’ın Fert Ve Toplum Üzerindeki Etkisi
“La ilahe illallah” kelimesinin ihlas ile, doğru bir şekilde, açık ve gizli olarak söylenip, gerekleriyle amel edilmesi halinde fert ve toplum üzerinde büyük etkiye sahip olduğu görülür:
1. “La ilahe illallah” kelimesi, müslümanları bir din ve bir akide sahibi kılıp, düşmanlarına karşı birleştirici olur ve bir kuvvet meydana getirip zafere ulaşmalarını sağlar.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
“Toplu bir şekilde Allah’ın ipine sımsıkı yapışın ve bölünüp parçalanmayın.” (Al-i İmran: 3/103)
“(Ey Peygamber) Eğer sana hile yapmak isterlerse, Allah elbette sana yeter, zira yardımıyla bütün müminlerle seni destekleyen ve kalplerini birleştiren O’dur. Sen yeryüzünde bulunan şeylerin hepsini birden verseydin, kalplerini yine de birleştiremezdin; fakat Allah onları birleştirmiştir. Şüphesiz O Aziz’dir (otorite sahibi, güç ve kuvveti elinde bulunduran), Hakim’dir (hüküm sadece kendisine ait olandır.)” (Enfal: 8/62-63)
Akidedeki ihtilaf parçalanmaya, çekişmeye ve düşmanlığa sebep olur.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
“Dinlerini parça parça edip, fırka fırka ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur...” (En’am: 6/159)
“Ama insanlar (din) işlerini kendi aralarında parça parça ettiler. Bu sebeple her hizip (hak üzere olduğunu sanarak) kendi yanındakiyle sevinmektedir.” (Mü’minun: 23/53)
“La ilahe illallah” ın manası dışında, insanları tevhid akidesi üzerinde toplayacak hiçbir şey yoktur.
2. “La ilahe illallah” kelimesinin manasına bağlı olan bir toplumda, huzur ve emniyet çoğalır. Çünkü bu toplumdaki her bir fert, bu akidenin vermiş olduğu zorunluluktan dolayı Allah’ın helal kıldığını alır, haram kıldığını terkeder.
Bu akideyi yaşamanın gerekli olduğuna inandığından dolayı müslümanlara karşı düşmanlığı, zulmü, haddi aşmayı bırakıp, bunun yerine Allah Teala’nın;
“Ancak müminler kardeştir.” (Hucurat: 49/10) ayetiyle amel ederek, onlara Allah (c.c.) için dostluk ve sevgi gösterir ve onlarla yardımlaşır.
Arapların “La ilahe illallah” ın gereğine bağlı oldukları zamanki halleriyle, bu bağı terkettikleri zamanki durumları ortadadır. Bu akideden önce; düşmanlık, hırsızlık, intihar, kibirlenmek, zorla gasp etmek, zina vb. durumlarla iç içeydiler.
Ne zamanki “La ilahe illallah” ın manasına bağlı olarak yaşamaya başladılar, o zaman birbirlerini seven kardeşler oldular.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
“Muhammed Allah’ın Rasulü’dür. Onunla beraberinde bulunanlar, kafirlere karşı sert, kendi aralarında merhametlidirler...” (Feth: 48/29)
“...Hani (bir zamanlar birbirinize) düşman idiniz, kalplerinizi birleştirmişti de O’nun bu nimetiyle kardeş oluvermiştiniz...” (Al-i İmran: 3/103)
3. Müslümanlar “La ilahe illallah” ın gereğine bağlı kaldıkları zaman, Allah (c.c.) onları yeryüzünde hükmünün uygulayıcısı yapar. Tevhid dinini de çeşitli fikirlerin önünde sabit kılar.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
“Allah içinizden iman edip salih amel işleyenlere, kendilerinden öncekileri hükümran kıldığı gibi onları da yeryüzünde hükümran kılacağını, kendileri için hoşnut olduğu dinlerini, yine onlar için iyice yerleştireceğini ve korkulu hallerini güvene çevireceğini vaadetmiştir. Çünkü onlar, yalnız bana ibadet eder ve hiçbir şeyi bana ortak koşmazlar.” (Nur: 24/55)
İbadette eşi ve benzeri olmayan Allah Sübhanehu ve Teala bu büyük isteğin meydana gelmesini, “La ilahe illallah” ın manasına bağlamaktadır.
4. Kim “La ilahe illallah” ın gereğine bağlı olarak amel ederse aklı istikrarlı, nefsi de huzurlu olur. Çünkü o bir olan Rabbin razı olduğu şeyleri yapıp, helak edice şeylerden uzaklaşarak Allah’a (c.c.) kulluk eder.
Bunun aksine her kim çeşitli ilahlara kulluk ederse, bu ilahlardan her birisinin ayrı ayrı istekleri ve ayrı ayrı tedbirleri olacağından dünyada huzursuz, mutsuz olacağı gibi ahirette de hüsrana uğrayanlardan olur.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
“Ey hapis arkadaşlarım! Birbirinden ayrı Rabler mi daha hayırlıdır; yoksa her şeye hakim ve galip olan Allah mı?” (Yusuf: 12/39)
“Allah, üzerinde ihtilaflı ortakları bulunan bir adamla yalnız bir kişiye bağlı bir adam misal olarak verir, hiç bu iki adam bir olurlar mı? Hamd Allah’a mahsustur, fakat çoğu bilmezler.” (Zümer: 39/29).
İmam İbn Kayyım şöyle diyor:
“Allah Sübhanehu ve Teala bu ayette, muvahhid ile müşriği birbirinden ayırmak için örnek vermiştir.
Müşrik, ahlakı bozuk, birbirine düşman olan, ayrılığa düşmüş bir cemaata sahip bir kul durumunda olup, çeşitli ilahlara ibadet eder. Bu ilahların istekleri de birbirinden farklı olduğu için hiç birisini memnun edemez.
Muvahhid ise, bir tek olan Allah’a (c.c.) kulluk eder ki onun durumu; Allah’a (c.c.) bütün şirklerden arınarak teslim olan, hedefini ve rızasına götürecek yolu bilen ve bütün ihtilaflardan uzak olarak huzur içinde olan kimse gibidir.
Bu kul, rabbine şirk koşmadan ve ihtilaflardan temizlenmiş olarak teslim olur. Onun üzerinde Rabbinin rahmeti, acıması, şefkati ve ihsanı vardır. Bu iki kul hiç bir olur mu? " (İbn Kayyım el-Cevziyye, İ’lamu’l-Muvakkiin: 1/187.)
5. “La ilahe illallah” ın gereğiyle amel eden kul, dünya ve ahirette yükselir ve şeref kazanır.
Allah’ın (c.c.):
“(Bütün bunları) Allah’ı birleyerek ve O’na şirk koşmadan yapın. Kim Allah’a şirk koşarsa sanki o gökten düşmüş de kuş kapmış, yahut rüzgar kendisini uzak bir yere sürüklemiş gibi olur...” (Hac: 22/31) ayetinde işaret ettiği gibi tevhid, yüksekliğe, şirk ise, aşağılığa delalet eder.
Allame İbn Kayyım dedi ki:
“İman ve tevhid kendisine yükselinen ve kendisinden inilen sema gibidir. İman ve tevhid üzere olunduğunda yeryüzünden semaya yükselinir. İmanı ve tevhidi terk durumunda ise, semadan aşağılara inilir. Şiddetli zorluk, üst üste gelen acı ve ızdıraplar, musibetler bu durumlar sonucudur.
Allah (c.c.) iman ve tevhidden uzaklaşanın gönderdiği şeytanlarla azalarını paramparça ederek, onu sıkıntıya sokar, giderek bu eziyet, onu rahatsız edip ağırlaştırır ve helak çemberine düşürür. (İbn Kayyım el-Cevziyye, İ’lamu’l-Muvakkiin: 1/180.)
6. “La ilahe illallah”kelimesini söyleyenin kanı ve malı korunmuş olur.
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Allah’tan başka ibadete layık ilah olmadığına, şehadet edinceye kadar insanlara savaşmakla emrolundum. Onlar bunları yapınca, kanları ve malları benden korunmuş olur. Ancak İslam’ın hakkı müstesna... ” (Buhari, İman: 17; Müslim, İman: 36; Tirmizi, İman: 1.)
İslam’ın hakkı; “La ilahe illallah” ın şartlarını yerine getirip şirkten uzaklaşarak tevhidin bütün içeriğini eda etmektir. Sadece La ilahe illallah sözünü söylemek malı ve kanı haram kılmaz.
Başarı Allah’tandır (c.c.). Selam, Nebinin (s.a.v.) ve ashabının üzerine olsun. |